• genctasavvufcular@genctasavvufcular.org.tr

HALVETİLİK’İN DÖRTANA KOLU

Evliyânın büyüklerinden Sirâceddîn Ömer bin Ekmelüddîn Lâhicînîn tasavvufta tâkib ettiği yol, tarîkat. Sirâceddin Ömer Lâhicî’nin amcası ve hocası Muhammed bin Nur-ül-Halvetî’ye nisbetle bu yola Halvetiyye ismi verilmiştir. Abdullah Sirâceddîn Ömer Lâhicî’nin bir çınar ağacının kovuğunda halvet etmesinden, hattâ bu ibâdetini kırk gün hiç ara vermeden sürdürmesinden dolayı onun tasavvuftaki yoluna Halvetiyye adı verildiği de bildirilmiştir.

Halvetiyye yolunun kurucusu olan Sirâceddîn Ömer Lâhicî, Lâhican’da doğdu. Çocuk yaştan itibâren ilim tahsil etti. Genç yaşındaHarezm’e giderek amcası Ahî Muhammed bin Nur-ül-Halvetî’ye talebe oldu. Onun hizmetinde ve sohbetinde bulunarak tasavvuf yolunda ilerledi. 1317 senesinde amcası vefât edince, yerine geçerek talebelerine ders verdi, insanlara İslâmiyetin emir ve yasaklarını anlattı. Onun tasavvufta tâkib ettiği yola Halvetiyye adı verildi.

Halvetiyye yolu kısa zamanda yayıldı. Sirâceddîn Ömer Halvetî bir müddet Hoy’da ve Mısır’da bulundu. Oradan Hicâz’a giderek hac vazîfesini yerine getirdi.Hac dönüşünde Sultan Uveys’in dâveti üzerine Herât’a geldi. Orada insanlara İslâmiyetin emir ve yasaklarını anlatarak onların dünyada ve âhirette saâdete kurtuluşa ermeleri için gayret etti. Hilâfet verdiği talebelerini de çeşitli memleketlere gönderdi. Vefâtından sonra yerine talebelerinin ve halifelerinin en önde geleni Seyyid Yahyâ Şirvânî geçti. Halvetiyye yolunun yayılması ve kollara ayrılması Seyyid Yahyâ Şirvânî hazretleri zamanında oldu.

Halvetiyye yolu dört kola ayrılmıştır.

1) RUŞENİYYE
Seyyit Yahya Şirvan’nin halifesi Aydın, Güzelhisarlı Dede Ömer Ruşeni Halvetiyye’den ilk ayrılan kol olan Ruşeniyye’yi tesis etmiştir.İbrahim-i Gülşeni, Safevi Devleti’nin Şiiliği yaygınlaştırmaya dönük poitikalar izlemesi üzerine önce Diyarbakır’a gitmiş, Dulkadıroğlu Emir Bey’in Safevilerle iyi münasebeti dolayısıyla buradan da ayrılarak Kahire’ye hicret etmiştir.Gülşeniyye ismiyle bilinen şubenin piri İbrahim-i Gülşeni’nin, Kahire’nin E-Darbel Ahmar bölgesindne tesis ettiği tekke, Gülşeni Asitanesi olarak Osmanlı’nın son dönemine kadar hayatiyetini sürdürmüştür. İbrahim Gülşeni, Mısır henüz Memluk Devleti’nin hakimiyetindeyken Kahire’ye intikal etmiş, sonrasında Yavuz Sultan Selim’in burayı Osmanlı idaresine dahil edişine şahitlik etmiştir.

Kahire Gülşeni Asitanesi’nin Dördüncü Postnişini Necibüddin Hasan El Ahseni (i. Kahire, 1615 ), ağabeyi Ali es Safevi Efendi’den hilafet almış; Ali es Safevi ise babası Ahmed Şemseddin Hayali bin İbrahim Gülşeni ( i. Kahire, 1569 )’den hilafet almıştır. Mısır’a giden Muhammed Sırri Efendi, ( i. Edirne, 1664 ) Necibüddin Hasan el Ahseni’den hilafetname alarak Edirne’deki Aşık Musa Tekkesi’ne Postnişin olmuştur. Sezaiyye şubesinin piri Hasan Sezai-yi Gülşeni ( i. Edirne, 1738 ), Muhammed La’li-i Fenayi (İ Edirne, 1701 )’nin halifesi olup o da Muhammed Sırri Efendi’den müstahleftir. Haletiyye şubesi ise Kahire Gülşeni Asitanesi’nin onuncu postnişini Hasan Haleti’ye nispet edimektedir.

Aslen Kütahyalı olan Muhammed-i Demirtaşi ( i, Kahire, 1529 ) de Tebriz’de Dede Ömer Ruşeni’den hilafet aldıktan sonra Kahire’ye yerleşmiş ve Demirtaşiyye ismiyle bilinen bir şubenin ortaya çıkmasına vesile olmuştur.

2)CEMALİYYE
Cemaliyye Şubesi Muhammed Cemaleddin-i Halveti’ye nisbet edilmektedir. Koca Mustafa Paşa Telkesi’nde Çelebi Hlife’den sonra postnişin olan damadı Yusuf Sünbül Sinan Efendi (İ İstanbul, 1529 ) ile birlikte Snbüliyye şubesi tesis edlmiş, tekke Sünbüli Hankahı olarak hizmetini sürdürmüştür. Günümüzde de ayakta olan bu tekke İstanbl Halveti tekkelerinin en kıdemlisi olup 10 Muharem günü, hanngi kola mensup olursa olsun, bütün Halveti derişanının bir araya geldiği mekan olagelmiştir.

Muhammed Cemaleddin Halveti’nin halifesi Karamanlı Üveys Medeni Efendi ( i. Şam, 15523 ) Şam’da vefat etmiş, kendisini, bir icazet silsilesi dahilinde Şemseddin Ahmed Efendi, Davud-u Halveti, Yakup-ı Ayıntabi, Rumkaleli Ahmed-i Rumi, Şah Veli bin Üveys-i Ayıntabi ve Kubad Halife takip etmiştir. Kubad Halife’den icazet alan Seyyid Ahmed bin Ali el Hariri el Assali (i. Şam, 1638 ) Halvetiyye’nin Assaliyye piri Seyyit Muhammed Cemaleddin Halveti’nin halifesi Hayrettin-i Tokadi (i. Bolu, 1534 ) Şabaniyye şubesinin banisi Şaban-ı Veli (i. Kastamonu, 1569 )’yi yetiştirmiştir. Kastamonu Şabani Asitanesi Postnişini Mustafa Muslihuddin Çelebi (i. Kastamonu, 1660 )’den hilafet alıp Üsküdar’a yerleşen Karabaş-ı Veli lakabıyla Ali Alaeddin Atvel Efendi (i. Mısır, Kala-i Nahl, 1686 ) Karabaşiye şubesinin müessisidir. Karabaş-ı Veli’nin halifesi Kastamonulu Hüseyin Efendi’den Hüseyniyye, Ömer Arifi Efendi (İ,1694 )’den Arifiyye şubesi tezahür etmiştir. Nasuhiyye şubesinin piri Muhammed Nasuhi Efendi (i. Üsküdar, 1718 ), Karabaş-ı Veli’den icazetli olup Üsküdar’da tesis ettiği tekkesinde irşad hizmetini sürdürmüştür. M. Nasuhi Efendi’nin Mudurnu’daki halifesi Abdullah Rüşti Efendi, Karabük’ün Zora köyünde bir tekke tesis eden Hacı Muhammed Efendi’nin mürşididir. Çerkeşiyye isimli Halveti şubesinin piri Mustafa çerkeşi Efendi (i Çerkeş, 1809 ) de Hacı Muhammed Efendi’den mustahleftir. Mustafa Çerkeşi’nin halifesi Geredeli Halil Efendi (i. Gerede, 1843 ), Haliliyye isimli şuenin müessisidir. Mustafa Çerkeşi’nin İstanbul Beşikçizade Tekkesi’ne postnişin olan halifesi Beypazarlı Ali Efendi (i. İstanbul, 1819 ) Kuşadaviyye ismiyle bilinen bir şubenin ortaya çıkmasına vesile olan Kuşadalı İbrahim Halveti (i Hicaz, 1847 )’yi yetiştirmiştir. Karabaşı Veli’den hilafet alan Hacı Mustafa Doğani Efendi (i. Edirne, 1717 ) Şam ve Mısır’da Halvetiyye’nin Şabaniyye şuesine mensup birçok şeyh yetiştirmiş, halifesi Abdüllatif bin Hüsameddin-i Halebi (i. Şam, 1709 )’den hilafet alan Kutbüddin Mstafa  bin Kemaleddin el Bekri (i. Kahire,1749 ) ise Bekriyye şubesinin tesisine vesile olmuştur. Kutbüddin Mustafa Efendi’den icazet alan oğlu kemaleddin Muhammed el Bekri (i. Gazze, 1785 )’den Kemaliyye, Şemdüddin Muhammed el Hıfni (i. Kahire, 1767 )’denHıfniyye, Muhammed Semmani (i. Medine, 1775 )’den ise Semaniyye şubeleri ortaya çıkmıştır. Şemseddün Muhammed el Hıfni’nin halifesi Mahmud-u Kürdi, Ticaniyye’den Muhammed el Hafız bin el Muhtar (i. Moratinya, 1830 ) vasıtasıyla Hafıziyye şubesi meydana gelmiştir. 20. yy mutasavvıflarından Şerif Ahmed Hamalullah (i. Fransa, 1943 ), Ticaniyye’den Hamaliyye ismiyle bir şube ayırmıştır.

3) AHMEDİYYE
Muhammed Bahaddin Erzincani’den itibaren İbrahim Taceddin Kayseri ve Alaeddin Uşşaki vasıtasıyla Yiğitbaşı  Ahmed Şemseddin Marmaravi (i. Manisa,1504 ) ‘ye ulaşan silsile ile Halvetiyye’nin orta kolu olarak bilinen Ahmediye ortaya çıkmıştır.

 Yiğitbaşı’nın halifesi Talib-i Ümmi’den itibaren Abdülvahhab-ı Ümmi (i. Elmalı, 1595 ), Eroğlu Nuri (i. Finike, Alacadağ, 1603 ) ve Elmalı’da medfun Yusuf Ümmi Sinan (i. Antalya, Elmalı, 1659 )aracılığıyla Mısriye’nin piri Muhammed Niyazi Mısri (i. Limni Adası, 1694 )’ye uzanan manevi  bir zincir hasıl olmuştur. Ahmed Şemsettin Marmaravi Hazretleri’nin Manisa’daki dergahında yetişen Hacı İzeddin-i Karamani (i. 1516 ) sonradan Balkanlar’da Halvetiyye’nin  yaygın şubelerinden biri olacak  olan Sinaniyye’yi tesis eden Ümmi Sinan Efendi (i. İstanbul, 1568 )’yi istihlaf etmiştir. Ümmi Sinan’ın damadı Mir Ali Alemdar Efendi (i. Tekirdağ, 1591 )’den itibaren devam eden silsisle Mustafa Muslihuddin Efendi, Sirozlu Muhammed Efendi’yi yetiştirmiş, onun halifesi Selanikli Süleyman Efendi (i. Selanik,1710 ) ise Zühriyye şubesinin piri Seyyit Ahmed Zühri Efendi (i Selanik, 1744 )’ye hilafet vermiştir.

İbrahim Ümmi Sinan Efendi’nin diğer halifesi Seyyid Ahmed Semerkandi (İ. Uşak, Kabaklar Köyü, 1574 )’dir. Uşakkiye şubesinin piri Hasan Hüsameddin Uşşaki, kendisinden istifade etmiştir. Buhara’da dünyaya gelip bereketli bir ömür yaşayan Hasan Hüsameddin Efendi bir süre Uşşak’ta ikamet ettiğinden Uşşaki nisbesini almıştır. Bu şehirde kendisi için yaptırılmış bir makam kabri mevcuttur. Daha sonra İstanbul’a teşrifinde Kasımpaşa’da bir tekke tesis etmiştir. Pir’in halifesi Muhammed Memican-ı Saruhani (i. İstanbul, 1600 ),Ömer Karibi Efendi’yi yetiştirmiştir. Ömer Karibi Efendi’nin diğer halifesi Cahidi Ahmed Efendi (i. Gelibolu, Bolayır, 1640 ) vasıtasıyla yürüyen silsile ise Uşşakiye’nin orta kolunu oluşturan cemaliyye’ye ulaşmıştır. Cemaliyye’nin merkez tekkesi Eyüp, Savaklar’dadır. Salahiyye şubesinin piri Abdullah Salahaddin-i Uşşaki (i. İstanbul ,1783 ), Pir Seyyid Muhammed Cemaleddini Uşşaki i. İstanbul, 1751’nin hem damadı hem de halifesidir. Günümüzde cami olarak faaliyet gösteren Fatih’teki Tahir Ağa Tekkesi’nin haziresinde medfundur. Halifesi Nazillili Muhammed Zühdi Efendi (i. Aydın, Nazilli, 1806 )’nin Ege bölgesindeki dervişleri vasıtasıyla Tarik-i Uşşakiyeye yayılmış, silsilesinnden gelen halifelerden Ahmed Talib-i İrşadi (i Çanakkale, Kilitbahar,1881 ) İzmir, Balıkesir ve Çanakkale’ye yaptığı ziyaretler sonucunda birçok tekke’nin açılmasına vesile olmuş, İrşadiyye ismiyle meşhur olana bir şube tesis etmiştir. Hacı İzeddin Karamani’nin İnegöl’e yerleşen halifesi Muhammed Kasım Larendevi (i. Bursa, İnnegöl,1534 ), Muhammed Muhyiddin-i Karahisari ( i. İstanbul, 1586 )’yi yetiştirmiştir. M. Muhyiddin Efendi’nin rahle-i tedrisinden geçen Ramazaneddin-i Mahfi (i İstanbul, 1616 ), Ramazaniye şubesinin banisidir. Ramaneddin-i Mahfi, İstanbul’un Koca Mustafa Paşa’da tesis ettiği tekkede irşad ile meşgul olmuş olup günümüzde bu bina Ramazan Efendi Camii ismiyle hizmet vermektedir. Cihangiriyye’nin piri Hasan Burhaneddin-i Cihangiri (i İstanbul, 1663 )’nin mürşidi Bursa’da bir tekke tesis etmiş olan Yakub-u Fani (i. Bursa,1642 ) olup o da Ramazaneddin-i Mahfi’nin halifesi Şerbetdar Muhammed Efendi (i. 1643 )’den mustahlefdir. Ramazaneddin-i Mahfi’nin halifesi Mestçi Ali er-Rumi (i. Edirne, 1620 ) ve oğlu İbrahim Necip Efendi (i Edirne, 1626 ) vasıtasıyla Ramazaniyye Başlkanlar’a intikal etmiştir. İbrahim Necip Efendi’nin halifesi Muhammed Buhuri Efendi (i Edirne,1630 ), Buhuriyye şubesinin piridir. İbrahim Necip Efendi’den sonra Debbağ Fazıl Ali er-Rumi (i.Filibe,1654 ) ve Lofçalı Ali er-Rumi (i Lofça, 1683 ) ile devam  eden silsile Köstendilli Ali Alaeddin Efendi (i İstanbul ,1731 )’yle birlikte tekrar istanbul’a intikal etmiştir. Köstendilli Ali Alaeddin Efendi hulefasndan Seyyid Ahmed Raufi Efendi ( i. İstanbul ,1757 ) Raufiyye’nin, Muhammed Nurettin Cerrahi (i.İstanbul, 1720 ),ise Cerrahiye’nin piridir. Lofçalı Ali er-Rumi’nin halifesi Hüseyin-i Serzi (i. 1717 ), Makedonya’nın Ohri şehrinde bir asitane tesis edip dervişleri vasıtasıyla Balkanlar’ı irşad eden Hayatiyye şubesinin  piri Mehmed hayati Efendi (i. Makedonya, Ohri, 1764 )’nin yetişmesine vesile oluştur.

4) ŞEMSİYYE
Seyyid Yahya-yı Şirvani’nin halifesi Ziyauddin Yusuf Mahdum Şirvani (i. Şemahı, 1485 )’den yürüyen silsilesi Mevlana Muhammed Rukiyye (i. Şemahı, 1494 ), Şah Kubad Şirvani (i. Şirvan, 1453 ) vasıtasıyla Mevlana Mecdüddin Nurullah Abdülmecid Şrvani’ye ( i. Tokat, 1564 ) ulaşmıştır. Azerbaycan’dan Tokat’a  göç eden Abdülmecid Şirvani, Halvetiyye’nin Şemsiyye isimli şubesinin banisi kabul edilen Ahmed Şemseddin Sivasi (i. Sivas, 1597 )’nin yetişmesini sağlamıştır.

Kardeşinin oğlu olan Abdülmecid-i Sivasi (i. İstanbul, 1639 ) ise Sultan 3. Mehmed tarafından İstanbul’a davet edilmiştir. Postnişini olduğu tekkelerde ve vaaz verdği camilerde halkı irşad etmiştir. Abdülmemcid-i Sivasi, Halvetiyye’nin Sivasiyye şubesinin piridir. Damadı ve halifesi olan Abdüledh en-Nuri (i. İstanbul, 1651 ) ile birlikte Sivasiyye’den Nuriyye şubesi ortaya çıkmıştır. Abdülehad en-Nuri Bayezid ve Fatih Camilerinde verdiği va’zlarla Kadızadelerin görüşlerine karşı çıkmış ve o dönem İstanbul toplumunu tasavvuftan uzaklaştırmaya yönelik oluşan akımlarla mücadele etmiştir. Anadolu’da Halvetiyye’nin yaygınlaşmasında en çok rolü olan mutasavvıflardan biri de Seyyid Yahya-yı Şirvani’nin Erzincan’a yerleşen halifesi Muhammed Bahaeddin Erzincani’nin yanında yetişen Muhammed Cemaleddin-i Halveti’yi tanımış ve kendisine hürmet etmiştir. Saltanata geçişinin ardından Amasya ve çevresinde tanıdığı Yavsa Baba ve hattat Hamdullah (i. 1520 ) gibi birçok mutasavvıfı İstanbul’a davet etmiştir.

Kısaca ele almaya çalıştığımız  Tarikat-ı Aliyye-i Halvetiyye’nin Ruşeniyye, Cemaliyye, Ahmediyye ve Şemsiyye şubelerinden toplam kırık kol teşekkül etmiştir. Aşağıda tüm kollar bir arada zikredilmiştir.

KOLLAR

  1. Asaliyye
  2. Bahşiye
  3. Ahmediyye
  4. Sinaniyye
  5. Muslihiyye
  6. Ezheriyye
  7. Uşakiyye
  8. Cemaliyye
  9. Salahiyye
  10. Cahidiyye
  11. Mısriyye
  12. Ramazaniyye
  13. Raufiyye
  14. Cihangiriyye
  15. Buguriyye
  16. Cerrahiyye
  17. Hayatiyye
  18. Sivasiyye
  19. Şemsiyye
  20. Nuriyye
  1. Ruşeniyye
  2. Gülşeniyye
  3. Demirtaşiyye
  4. Sezaiye
  5. Haletiye
  6. Sünbüliyye
  7. Şabaniyye
  8. Karabaşiyye
  9. Nasuhiye
  10. Çerkeşiyye
  11. Bekriyye
  12. Sümaniyye
  13. Ticaniyye
  14. Haliliyye
  15. İbrahimiyye
  16. Kenaliyye 
  17. Hafniyye
  18. Feyziyye
  19. Dırdıriyye
  20. Saviye

Kaynak:

Sefîne-i Evliyâ, Osmanzade Hüseyin Vassaf. Hazırlayanlar, Prof. Dr. Mehmet Akkuş, Prof. Dr. Ali Yılmaz