Akif’i Anlamak – Doç. Dr. Levent Bayraktar – (04.02.2017)
Genç Tasavvufçuları Destekleme ve Geliştirme Derneği Turgutlu Temsilciliğinda Doç.Dr. Levent Bayraktar hocanın anlatımında ‘Akif’i anlamak’ paneli büyük bir katılımla 4 Şubat 2017 cumartesi akşamı gerçekleştirildi.
Milli şair olan Mehmet Akif Ersoy’u anmaktan öte anlamak gerektiğini ve Akif’in dini ve milli değerleri bağdaştıran bir şair olarak günümüze ışık tutuğuna değinen Levent Bayraktar, her insanın Akif’in tefekkürünü anlayarak yazdığı kitapları okuması gerektiğini ve yazdıkları şiilerin edebi bir metin olarak değil de hakikati yansıtan manevi sözler olduğunu söyledi. Safahat’in Kur’an’dan ilham alınarak yazıldığı ve böylesi kitapların İslam Medeniyeti’nin inşa eder nitelikte olmasının vurgusunu yaptı.
Her medeniyetin gelişip var olabilmesi için sahih bilgiye gerek vardır. Sahih bilgi, hakikat sınırsızdır ama anlayabilmek için de sürekli çalışmak, azmetmek gerektiğini anlatır Akif. Böylece bilim ve dinin içiçe olmasıyla gelişimin gösterileceğini söyler. Biz gelişimi, güçlenmeyi kendi kökenlerimizde, kendi medeniyetimizde aramalıyız.
Batı Medeniyetinin temelinde Doğu Medeniyeti vardır. Doğu Medeniyetinin gelişimleri ile Batı’da devrimler yapılmış ve ilerleme başlamıştır. Bu yüzden saf batılılaşma gayesi ile modernleşmeyi düşünmek bizi yerimizde saydırır. Önemli olan kendi medeniyetimize sahip çıkarak Batı Medeniyetinin yaptığı eklemeleri de benimseyip yine kendi medeniyetimizde gelişimi ve ilerleyişi sağlayabilmektir. Hakikate ancak bu şekilde vakıf olabiliriz. Akif’in zerzenişte bulunduğu noktada burasıdır. Batılılaşmayı bir taklit olarak alındığı zaman kendi özümüzden uzaklaşıyor ve yerimizde saymaktan öteye gidemiyoruz. Önemli olan dini ve milli değerleri birleştirerek, kucaklayıcı olmak ve bunu fiiliyata dökebilmektir.
Mehmet Akif ile ilgili şu hikayeyi paylaşan Sayın Bayraktar, Akif’in zerzenişini ortaya koymaktadır: Mehmet Akif Ersoy, yurt dışına çıktığında, oradaki halkın yaşayışları ve insani değerlere verdikleri önemi gördükçe şu sözü söylemiştir: ‘Hayatları var dinimiz gibi, dinleri var hayatımız gibi…’ İşte bu yüzden Akif dini İslam’ın ve milli değerlerin sembol bir ismidir.
Doğu’daki ‘güç Haktır’ anlayışını yani ezmek için güç elde etmek değil, ezilmemek için güçlü olmak. Zulmetmek için güçlenmek değil, zulme boyun eğmemek, mazlumu korumak için güçlü olmayı anlatır Mehmet Akif. Son olarak İstiklal’in sadece İstiklal Marşından veya Akif için İstiklal şairi olmasının bir isimden ibaret olmadığını anlatan Levent Bayraktar, ‘İstiklal bir varoluşun adıdır’ dedi. Ruh olarak, mefkure olarak insanların içinde bulunduğu kutsal bir davadır. İstiklal, kişinin kendini bilmesi ve insan olma davasıdır. Bu ise mutlak olana bağlanmak ile olur. Akif, İstiklal’i mutlak olana bağlanarak ondan alınan kuvvetin gücüyle varoluşu ifade eder. Dolayısıyla Mehmet Akif’in görüşlerinden yola çıkarak metafizik isyan, metafizik ahlak gibi teoriler oluşturulmuştur. Sosyal bilimlerin yoğunlaşması gereken alanlardan biridir Mehmet Akif ve Akif gibiler. Topluma ciddi katkıları olacak Akif’in ve Akif gibilerin tefekkürlerini anlamakla medeniyetimizi yüceltebiliriz.
Akif, Türkçe’yi tüm zamanların birikimleri ile oluşturarak İmparatorluk, edebiyat ve tefekkür dili olarak kullandı. Bugün yeni baştan bunu farketmemiz gerekiyor. Bir dilin maneviyat ve imparatorluk dili olması ne demektir, bunu yeniden farketmemiz gerekiyor. Ama şunu görüyoruz ki biz kendi elimizle kendi dilimiz üzerinde operasyonlar yapmış bir toplumuz. 1960’lı yıllarda yazılan bir eser 1990’larda tekrar sadeleştirildiğini görüyoruz. Oysa ki bizim yeni baştan Akif’in diliyle buluşmamız gerekiyor. Çünkü bir filozofun söylediği gibi, “Dilimizin sınırları, dünyamızın sınırlarıdır.” Dilimizin sınırlarını ne kadar genişletebilirsek ve onun içinde ne kadar çok tarihimizi, kültürümüzü, değerlerimizi sığdırabilirsek o nispette geniş bir dünyamız olacak.
Eğer biz 2. İstiklal Harbi veyahutta 3. Dünya Savaşının olmasını istemiyorsak Akif’i çok iyi anlamalı, analiz etmeli, bütünleşmeli ve eğitim hayatında da anlatmalıyız.
İki bölümden oluşan panelde ikinci bölüm katılımcıların sorularına ayıran hocamız sorular üzerinden Mehmet Akif’in fikirlerini ve düşüncelerini anlatmaya devam ettiler. Ahlaklı toplum ahlaksız topluma üstün gelebilir mi, Batılılaşma ve Modernleşmenin yanlış anlaşılması sonucunda yapılan reformların özümüze uygun olup olmadığı ve değerlerimizle bağdaşıp bağdaşmadığına Akif’in bakışının nasıl olduğu, Mehmet Akif ve Tevfik Fikret arasındaki husumetin edebi yönünün yanı sıra başka açıdan da görmek mümkün mü, Mehmet Akif’in toplum bilimlerine ve sosyolojik olarak sosyal bilim alanlarına katkılarının neler olduğu gibi öne çıkan sorularla ikinci bölüm nihayete erdi.
Sayın Levent Bayraktar hocamızın konuşmalarından derlediğimiz metnimizdeki bilgileri bizlerin istifadesine sunduğu için kendilerine teşekkür ediyoruz. Kendilerinin engin bilgilerinden daha bir çok panelde istifade etmeyi arzuluyoruz.
Aşk ile Niyazlar…
Genç Tasavvufçuları Destekleme ve Geliştirme Derneği